İşte, Gülnur Görgün’ün kaleminden, yüreğinden gelenler. Noktasına, virgülüne dokunmadan…
Eski zamanlara gidiyorum, taa voleybollu yıllara Galatasaray’a…
Tuzluk, biberlik, kürdanlık yani sac ayağı yani Metin Görgün, Ahmet Gülüm, Paidar Demir üçlüsüne…
Yıllar boyunca maç dizilişleri, başladıkları nolar bile aynıydı, üçü peş peşe sıralanırdı… Birbirlerinin ruhunu hisseder gibi, makine gibi… Belki hep aynı şeyleri; asansör, yarma, erken kısa, köşeye yüksek aynı fakeleri, oyunları yapsalar da, doğru ve iyi yapınca sayı oluyordu….
Buradan yaşamımıza da şöyle bir öğreti çıkarımı yapalım hemen…
“Doğru yaparsan er ya da geç sayı olur” Bence devam et şampiyon olursun.
Bizler onların eşleri olarak maç boyunca tribünde; uğurlu yerimiz, uğurlu kıyafetimiz, uğurlu tokamızla… kısaca uğurlu neyimiz varsa orada olurduk…
Maçta oynayan, mücadele eden onlar olduğu halde dışardan izleyenler, destekçiler olarak takımın enerjisini içimizde hisseder, bir parçası olurduk adeta.
Pako;
Çok iyi bir oyuncuydu, o hiç vaz geçmediği pala bıyıklarıyla, çakmak gözleriyle, olağanüstü sıçramasıyla, blokların üstünden ya da ince delikten topu geçirerek smaçları sayıya çevirme becerisiyle, tribünleri hoplatmasıyla, sahada külhanbeyli duruşuyla, bazen hakemlere sağ kolunu kaldırıp kafayı hafifçe yana eğip itirazlarıyla, boynundaki altın kolyesiyle, kalın kaşlarıyla, seyircilerle tezahüratlara katılımıyla, süratiyle, tekniğiyle, ütü çizgili mini şortuyla, hiç vazgeçemediği ince tabanlı tiger ayakkabılarıyla, muhabbetiyle, komiklikleriyle, esprileriyle, tatlı diliyle, Redkit vari sigarasıyla, gıdım kilo almayan kemik gibi güçlü yapısıyla… şu an bile hep aklımda…
Arzu Demir
ile her buluşmamızda laf döner dolaşır, eski günlere gelir… Pakomuzdan anılar o günkü gibi tazedir. Anlatır da anlatırız, güler dururuz tıpkı eski zamanlardaki gibi, sanki hep varmış gibi, sanki hiç eksilmemiş gibi…
Hep derim ki, gittikten sonra eğer hikayelerin anlatılmıyorsa gerçekten hiç izin kalmamış ve ölüp gitmişsindir. Ama birileri varsa seni anımsayan, anlatan o zaman kalplerdesindir ve bu hayatta izin hep sürmektedir…
İşte Pako hep renklidir hep canlıdır içimizde…
O kadar çok şey yaşandı ki birlikte ev toplaşmaları, deplasmanlar, maç sonrası bir restoranda, bir mekanda birliktelikler, Arzu Iraz’a hamileyken, kocaman karnı burnundayken bile eksik kalmadığımız şampiyonluk kutlamaları, şahane eğlenceli İtalya seyahatimiz, iç içe odalarda kalıp geceyarısı dedikodulu muhabbetlerimiz, gülüşmelerimiz, kıkırdamalarımız, Arzu’nun dalgalar arasındaki macerası
, yeniyıl partileri, düğün dernekler, Iraz’ın doğumu, büyümesi, Rubeyza teyze Sadun amca çok öyle çok ki anlatılacaklar…
Hiç kırmadan hiç üzmeden güzel anılarla bir arkadaşlıktı bizim yaşadıklarımız…
Pako gitti gitmesine ama Arzu da Iraz da benim en kıymetlilerim, en özellerim… Güzeller güzeli Iraz’ımız bir hayli uzaklarda Japonya’da ama her zaman Gülnur ablası olarak ihtiyaç anında camı kırabilir, o bilir.
Arzumla çok sık görüşürdük, evlerimiz yakıncacıktı. Yapardık kısa program zırt buluşurduk… Şimdi aramızdaki km’ler biraz daha fazla ama kalplerimiz hep yakın…
Sesini duyduğuma sevinirim, mutlu olurum ve bilirim ki duygularımız karşılıklı akar. Olayları öyle güzel anlatır, öyle güzel hicveder, mimikler, taklitler katarak öyle güzel anlatır ki ben güler dururum ona… Sohbetlerimiz ordan oraya gider saatler nasıl geçer hiç anlamayız.
Eskisi kadar birlikte olamasak da buluştuğumuzda hiç birşey eksilmeden kaldığımız yerden devam ederiz… Zor zamanlarda, üzüntülü anlarda hep var olduğunu bilirim, o da bilir beni…
Öyle önemli insanlar var ki onlar adına olur da aileleri ansiklopedi bağışı yapmak istemezlerse lütfen “biz” ler bunu üstlenelim demişti… Evet çok haklıydı bu sözünde…
Paidar Demir işte Mustafa abinin söz ettiği voleybolumuzun o çok önemli isimlerden biridir.
Hemen Arzu’yu arayıp sormak istedim. Daha henüz ağzımı açmıştım ki..
-Gülnur’cuğum biz elbette buna katılmak isteriz. Ve böylelikle Iraz; ismini kolunda, kalbinde taşıdığı çok sevdiği babacığı Pako adına
#voleybolununutulmazlarıansiklopedisi ni Balıkesir Üniversitesi kütüphanesine bağışladı… Belki de orada nice genç, nice akademisyen için Paidar Demir’in ve birçok unutulmazın hikayesi yaşamlara değecek, ilham verecek…
Huzurla uyu Pakom burada seni seven bir ailen, seni seven arkadaşların, dostların var…