Merhaba Sevgili Voleybol Severler,
Aslında Pazar günleri daha yumuşak yazılar yazar, takipçilerimizin pazar neşelerine azıcık da olsa katkı yapmak isterim.
Ancak benim de uzun zamandır takip ettiğim, yerine göre kızıp, yerine göre üzüldüğüm bir konuyu sevgili Gülnur abla o kadar güzel ifade etmiş ki…
Konu ile ilgili eklenecek çok daha fazla şey olabilir ama voleybol camiası içinde pazar kahvaltınız sonrası bir kere daha düşünmenizi sağlayabilmek amacıyla siteme taşımak istedim.
Az sonra Gülnur ablanın yazdıklarını okuyunca anlayacaksınız ne demek istediğimi. Ve ben, O’nun kelimeleri üzerine bir şey ekleme haddimin olmadığını bilerek de olsa o güzel yüreğinin affına sığınarak diyorum ki;
Başkanımız Mehmet Akif Üstündağ’ın dediği gibi; ‘Hepimiz Aynı Takımdayız’
Saygılarımla,
Savaş Eskigülek
Voleybol Aktüel Genel Yayın Yönetmeni
NOT: Aferin sana be Aslan, sizleri de tebrik ederim sevgili Mustafa Ekşi ve değerli eşi, ne güzel bir evlat yetiştirmişsiniz!
O bir ilk…
Ve ilkler hep önemlidir, hep özeldir.
Şu an voleybolumuzda nice aktif sporcu var…
Çok merak ediyorum acaba içlerinden biri bu ansiklopediyi gördü mü ?
Yoksa bana ne benim nasılsa yaşım tutmuyor, beni hiç ilgilendirmiyor mu dedi ?
Sözgelimi bir antrenör, bir yönetici toplayıp sporcularını bir iki eski voleybolcu hakkında konuşup, onların üç-beş hikayesini aktardı mı ?
Hiç merak ettiler mi antrenörlerinin kim olduğunu ?
Ya da yöneticilerini ?
Hiç merak ettiler mi durmadan fotoğraf çeken basını ?
O eski hakemi ?
Hiç merak ettiler mi o tribünde oturan alkışlayan adamı ?
Yanıtı aslında hepimiz biliyoruz…
HAYIR!
İçlerinden en eğitimlisi, en okuyanı, en meraklısı bile böyle bir şey yapmadı.
Çok isterdim yanılmayı ama yanılmadım…
Keşke üç-beş kişi çıksa Gülnur abla çok yanılıyorsunuz dese…
Nerden mi biliyorum çünkü zamanında biz de aynı şeyi yaptık…
Hiç kimse “biz” e öğretmedi geçmişimizi, kulaktan duyduğumuz üç beş isim üç beş hikaye hepsi bu…
Voleybolu sadece sahada öğrendik hiç eskileri gerçek anlamda tanımadan, nereden nereye geldiğimizi hiç bilmeden…
Oysa geçmişini bilmeyen; sadece bugünü ve yarını yaşar…
Voleybol hepimizindir.
İçinde ol ya da dışında ol…
Şu an aktif ol ya da pasif ol…
Bin kere milli ol ya da olma…
Büyük oyuncu ya da küçük oyuncu ol
Çok kazan ya da hiç kazanma…
Defalarca şampiyonluk yaşa ya da hiç yaşama…
Eğer yolun bir şekilde voleybolla kesişmişse, elin o topa değmişse, salondaki o terli havayı soluduysan, aynı bidondan su içtiysen, yere düşen arkadaşını tutup elinden kaldırdıysan, tattıysan takım olgusunu, kucakladıysan arkadaşını, terini akıttıysan, sporcuysan, yöneticiysen, hakemsen, federasyon başkanıysan, gözlemciysen, antrenör, teknik direktör veya basın tarafındaysan yani her ne şekilde voleybol damarına girdiyse bilemem bir düşün şöyle…
Voleybol sayesinde kazandıklarını düşün; takım olmayı, bütün olmayı, birlikte başarmayı, sevinci ve üzüntüyü paylaşmayı, özgüveni, sahadaki duruşunu, arkadaşlığı, disiplini, sağlığı, spor sayesinde korunmayı, popüler olmanı, farklı olmanı, tanınır olmanı, alkışı hissetmeyi, sevdiğin işi yapmayı, millilik onurunu yaşamayı, heyecanı, tutkuyu kısaca bugün kişiliğini ne oluşturuyorsa, iş yaşamında şu an hangi konumdaysan ona voleybolun kattıklarını düşün…
Sözün özü:
Hepimizin Voleybola Borcu Var.
Zaman geçecek, gün gelecek, parıltılar sönecek, alkışlar bitecek ve herkes aynı sıfatla adlandırılacak…
O halen sahalarda bir genç adam. Defalarca milli oldu, şampiyonluk yaşadı, terini akıttı. Maçlarını izledik, gururlandık, alkışladık. Türk voleybolunun yetenekli bir pasörü, başarılı bir sporcusu…
Adı; Arslan Ekşi…
Ekşi soyadının voleybolumuzda bir devamı Sevgili Mustafa Ekşi ağabeyin oğlu… Aslan ansiklopedisini Maltepe Üniversitesi kütüphanesine bağışladı, onu elinden tutup voleybola başlatan, bugünlere gelmesini sağlayan çok sevdiği babacığı
Mustafa Ekşi
adına…
Çoktan gitti ansiklopedi arşivlerine girdi. Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi başındaki bey güzel yazısının dışında gayet nazik bir şekilde telefonla arayıp kutladı, eser için teşekkür etti… Ve uygun bir zamanlarında mutlaka Mustafa ve Arslan Ekşi’yi ağırlamaktan mutluluk duyacaklarını ilave etti…
İşte böyle oğuldan babaya çok anlamlı bir hediye… Ne mutlu Mustafa abim, ne güzel.