ManşetRöportaj

TVF Spor Okulu’ndan Polonya’ya

Bora İşsever 21 yaşında, üniversite eğitimini Varşova da sürdüren bir sporcu. Voleybol oynamaya 10 yaşında TVF Spor Okullarında başlayan daha sonra Halkbank altyapısında 5 yıl süre ile tüm yaş kategorilerinde yer alan Bora, Halkbank Voleybol Takımı ile 2017 yılında Yıldız Genç Türkiye Şampiyonluğuna da ulaşma başarısını göstermiş. Türkiye Şampiyonluğunun ardından finaldeki rakibi Ziraat Bankası Spor Kulübüne transfer olmuş. 2019 yılında Spor Toto Kulübünün Yıldız ve Genç takımlarında voleybol kariyerini sürdürmüş ve sonrasında üniversite eğitimi için Polonya Varşova’ya gitmiş.

Polonya tercihinin sadece üniversite eğitimi için olmadığını söylüyor Bora. Kendisi ile Ankara’da yaptığımız keyifli sohbeti sizlerle de paylaşmak istedik;

Bora, neden voleybolun her kademesinin üst seviyede oynandığı ve neredeyse voleybolun milli spor kabul edildiği Polonya’yı tercih ettin?

– Polonya’nın 2014 Dünya Voleybol Şampiyonasında birinci olması bu kararımı almamdaki en büyük etkendi. Bu turnuvada yaşadığım büyük heyecanın ardından Polonya’ya sempati duymaya ve orada voleybol oynama hayalleri kurmaya başladım. Ardından bu hayaller hedef haline dönüştü.

– Polonya Akademik Liginde Üniversite Takımınız ülke finallerine gitme hakkını elde etti. Öncelikle tebrik ederiz. Bu süreci anlatır mısın?

– Lazarski Üniversitesi eğitimi ile de kendini kanıtlamış Polonya’nın önemli üniversitelerinden biri. Voleybol takımımızın yer aldığı 1. Akademik lig, maçların üst seviyede oynandığı saygın bir lig. Tüm arkadaşlarımla birlikte disiplinli bir çalışma ile eğitimimizi de aksatmadan zorlu maçlar oynadık ve finallere gitme hakkını elde ettik. Umuyorum bu başarımızı finallerde de göstereceğiz.

– Ailenden uzakta tek başına yaşıyorsun ve eğitimini aksatmadan günlük yaşamının tüm gereksinimlerini yerine getiriyor en önemlisi antrenman ve maçlara da zaman ayırabiliyorsun. Bu yorucu süreci nasıl yönetiyorsun?

– Profesyonelliğe giden yolda Türkiye’de oynarken bunun temellerini ailem yardımıyla atmaya başlamıştım ve yurt dışında bu işleri tek başıma yapmanın ardında ne kadar büyük bir sorumluluk getireceğinin farkındaydım. İlk yıl çok zorlandığımı söylemem gerek fakat zamanla her şeyin üstesinden geldim. Yorucu olsa da tüm sorumluluklarımı anne ve babamın da desteği ile iyi planlamayı öğrendim ve devam ediyorum.

– Varşova’da arkadaş ortamını anlatır mısın?

– Lazarski Üniversitesi çoğunlukla uluslararası öğrencilerin eğitim gördüğü bir üniversite. Polonyalı ve Türk arkadaşlarımın yanında Ukraynalı, Beyaz Rusyalı, Kazak, Vietnamlı, Ganalı, Macar, Brezilyalı, İtalyan ve dünyanın birçok ülkesinden arkadaşlarım var. Kültürlerimizden, dillerimizden, yaşayış tarzlarımızdan birbirimize aktardıklarımız çok fazla. Farklılıkları görmezden gelip, sürekli ortak noktayı bulmaya uluslararası ortamı elimizden geldiğince geliştirmeye çalışıyoruz.

– Polonya ile ülkemiz spor anlayışı arasında farklar var mı?

– Polonya, Rusya ve Almanya gibi sporda iki gelişmiş ülkenin arasında, iki spor kültüründen de beslenmiş bir spor ülkesi. Tüm spor dallarında hedefleri olan ve disiplinli bir sistem kurulmuş. Öte yandan Polonya halkı bütün sporları, özellikle voleybolu, çok seviyor. Her kademede hem kulüp müsabakalarını hem de milli takım müsabakalarını sürekli desteklemekteler. Tüm karşılaşmalarda salonların hepsi dopdolu. Kısacası sporla yaşayan bir ülke Polonya.

– Örnek aldığın bir sporcu var mı?

– Evet var, Michal Kubiak. Hem sporcu kişiliği hem de özel yaşantısı ile örnek aldığım bir sporcu. Halkbank altyapısında bulunduğum zamanda Kubiak A Takım oyuncusuydu. Kendisinin sadece maçlarını değil antrenmanlarını da bu iki sezon boyunca takip etme fırsatım oldu. Disiplini ve zekâsı ile sadece bana değil binlerce voleybolcu için örnek olduğunu düşünüyorum.

– Hedeflerini bizimle paylaşır mısın?

– Hedeflerime adım adım ilerlemeyi ilke edindim. Tabi ki ulaşmak istediğim üst hedeflerim var. Ancak önce yakın olanlara odaklanıyorum. Polonya Akademik Liginde oynayabilmek öncelikli hedefimdi ve bunu başardım. Bir sonraki hedefim eğitimimi başarıyla tamamlayıp Plus Liga da oynayabilmek.

– Yurtdışında eğitim almak isteyen sporcu gençlere ne gibi tavsiyelerin olur?

– Yurt dışında eğitim almak her şeyden önce özveri gerektiren bir süreç. Eğitim almak için, işleyişin nasıl olduğunu bilmediğiniz başka bir ülkeye geliyorsunuz. Sporculuğu da işin içine kattığınız da beslenme, antrenman ve maçlar için düzenli ve güçlü kalmanız gerekli. Kendi kültürünüz dışındaki insanlarla ortak noktada buluşabilmeli, ülkenin dilini öğrenmeli ve yeni ilişkiler kurmalısınız. Bunlar ancak özveri, sabır ve İngilizceyi de iyi bir seviyede anlamak ve konuşabilmeyle başarılabilir.

– Bora, teşekkür ederiz, başarılarının devamını dileriz. Umarız tüm hedeflerini gerçekleştirirsin. Bora İşsever gibi akademik eğitim ile sporculuğu bir arada yürütebilen gençlerimizin sayısı artması en büyük dileğimiz.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu