Türkiye’nin en sevilen sporcu çiftlerinden biri onlar.
A Milli Kadın Voleybol Takımımızın kazandığı her başarının ortaklarından olan Bahar Toksoy Guidetti ve Giovanni Guidetti çifti 2016 yılında kızları Alison Yaz’ı kucaklarına aldı. Onun verdiği ilhamla da üç yıl önce kız çocuklarına yönelik bir voleybol akademisi kurdular. Bu yıl ikincisini düzenledikleri kampta sadece sporu değil, kadınların istedikleri her alanda başarılı olabileceklerini öğretmeyi amaçlayan çift: “Çocuğunuz olunca hayal ettiği her şeye kavuşsun, potansiyelini gerçekleştirsin, mutlu olsun istiyorsunuz. Ama bunu başka çocuklar için sağlayamadığınızda, aslında kendi çocuğunuz için de sağlayamıyorsunuz.”
Spor camiasının en sevilen çiftlerinden Bahar Toksoy Guidetti ve Giovanni Guidetti… Olimpiyatlarda, dünya ve Avrupa şampiyonalarında kazandıkları başarılarla göğsümüzü kabartan A Milli Kadın Voleybol Takımımızın antrenörü Giovanni Guidetti ve orta oyuncusu Bahar Toksoy Guidetti, son dönemde geleceğin kadın sporcuları için hayata geçirdikleri projeyle de adlarından söz ettiriyor. Kurdukları Bahar Toksoy Guidetti Voleybol Akademisi çatısı altında düzenledikleri yaz kampları ve ‘Yarının Sultanları’ projesi çiftin Birleşmiş Milletler tarafından toplumsal cinsiyet eşitliği savunucuları seçilmesini sağladı. Zira burada antrenmanların yanı sıra düzenlenen panel ve atölyelerle kız çocuklarına toplumsal rollerden, baskılardan ve önyargılardan arındırılmış bir geleceğin mümkün olduğunu göstermek hedefleniyor. 2013 yılında evlenen, 2016 yılında kızları Alison Yaz’ı kucaklarına alan Bahar Toksoy Guidetti ve Giovanni
Guidetti çiftiyle üç yıl önce kurdukları akademiden evlilik hayatlarına, kızlarının sporla ilişkisinden Türkiye’de kadın voleyboluna pek çok konuyu konuştuk.
*Akademi fikri nasıl çıktı?
Bahar Toksoy Guidetti: Giovanni’yle hayatın bize sunduklarını başkalarının hayatını değiştirebilecek fırsatlara dönüştürebilmenin hayalini kuruyorduk. Her ikimiz de sahip olduğumuz her şeyi voleybola borçluyuz. Sporun kız çocuklarının hayatını nasıl değiştirebileceğini, onları spor yapmaları için cesaretlendirmenin ve onlara destek olmanın sonuçlarını çok iyi biliyoruz.
*Bu kararı tetikleyen ne oldu?
Bahar Toksoy Guidetti: Kızım doğduktan sonra hayata farklı bakmaya başladım. Çocuğunuz hayal ettiği her şeye kavuşsun, potansiyelini gerçekleştirsin, mutlu olsun istiyorsunuz. Ama bunu başka çocuklar için sağlayamadığınızda, aslında kendi çocuğunuz için de sağlayamıyorsunuz. Alison’ın varlığı kız çocukları için bir akademi kurma hayalimizi gerçekleştirmek için harekete geçmemizi sağladı. Kız çocuklarına profesyonel sporcu olmanın ötesinde, istedikleri her alanda başarılı olabileceklerini hissettirmenin daha önemli olduğuna inanıyorum. Dokunduğumuz her çocuğun profesyonel sporcu olma ihtimali yok, ama her birinin kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü ve cesur olduğu kadar merhametli ve duyarlı genç kadınlara dönüşmeleri mümkün. Bu hedefle çıktık yola.
* Nasıl bir içerik planladınız?
Bahar Toksoy Guidetti: Kızımızın nasıl bir yaz kampına gitmesini hayal ediyorsak, o kampı düzenliyoruz. Sportif anlamda mükemmel olsun istiyoruz ama diğer yandan doğa, bilim, sanat atölyeleri, farklı meslek gruplarından başarılı isimlerin katıldığı paneller, toplumsal ve çevresel sorunlarla ilgili farkındalığı arttıracak etkinlikler düzenliyoruz. Her çocuğun hayatında bir iz bırakabilmeliyiz. ‘Ressam olmaya çocukken katıldığım bir voleybol kampında karar verdim!’
Bunu duymaktan daha güzel ne olabilir ki!
*Voleybol dışında kızlara ne tür beceriler kazandırmayı amaçlıyorsunuz?
Bahar Toksoy Guidetti: Giovanni’nin deyişiyle “Biz burada hayatı voleybol aracılığıyla öğretiyoruz”. Çünkü biz fırsat eşitliğini sadece ekonomik koşullar üzerinden okumuyoruz. Çalışan her kadının güçlü, başarılı her kadının özgür olmadığını biliyoruz. Bu akademiden dünya voleyboluna yıldız isimler bile kazandırsak, bunun daha aydınlık bir gelecek için yeterli olmayacağının farkındayız. Sadece kendini değil, etrafını da aydınlatan yıldızlar çıkarabilmek istiyoruz. Sportif anlamda en iyi kadroyu oluşturmakla yetinmeyip özel sektörden, sivil toplum kuruluşlarından, akademisyenlerden, girişimcilerden, uluslararası kuruluşlardan bu uğurda canla başla çalışan insanları çatımız altında topluyoruz. Kız çocukları toplumsal baskılardan arınmış hayaller kurabilsin, kendi geleceğiyle ilgili kararları alabilsin, bunları gerçekleştirebilecek bilgi ve donanıma sahip olsun, özgürleşsin diye çabalıyoruz. Kendileri kadar şanslı olmayan kız kardeşlerinin ellerinden tutmayı öğretmeye çalışıyoruz. Tüm kalbimizle şuna inanıyoruz: ‘Dünyanın daha fazla başarılı insana değil, acilen daha barışçı, iyileştirici, öykücü ve sevgi dolu insana ihtiyacı var.’
Kampta voleybol eğitiminin dışında doğa, bilim, sanat atölyeleri, çeşitli paneller ve etkinlikler de düzenleniyor.
*Birleşmiş Milletler’in destek kararı nasıl gerçekleşti?
Giovanni Guidetti: Dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların böyle bir eğitimden yararlanması için fırsat eşitliği yaratamazsak hayalimizin bir yanı eksik kalacaktı. Bitlis, Elazığ gibi en uzak mesafelerden başlayarak ülkenin dört bir yanına gidelim, kız çocuklarına voleybolu sevdirelim, ailelerine sporun bir kız çocuğunun hayatını nasıl değiştirebileceğini anlatalım diye düştük yollara. Yetenekli olduğunu hissettiğimiz çocuklara burs vererek akademinin kamplarına getirmek için de bir proje daha başlattık: Yarının Sultanları. Süreklilik sağlamak için o bölgedeki beden eğitimi öğretmenlerine ve genç antrenör adaylarına voleybol eğitimleri veriyorum. Antrenör olmak isteyen Üniversite öğrencilerini kamp ekibine alıp yetiştiriyoruz. Bahar’la eşzamanlı verdiğimiz bu mücadele, Birleşmiş Milletler’in bizi toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu ilan etmesiyle sonuçlandı.
*Kampı kaç kişilik gruplar halinde düzenliyorsunuz? Kaç yaş grubu katılabiliyor?
Giovanni Guidetti: Her çocukla bire bir ilgilenmek istediğimiz için 45 çocukla sınırlandırıyoruz yaz kamplarını. İlk kamptan sonra araya pandemi girince ikincisini bu sene gerçekleştirebildik. Öğrencilerimizin en küçüğü 11, en büyüğü 16 yaşında. Muhtemelen bundan böyle 11-13 ve 14-16 olmak üzere 2 farklı yaş grubu olacak. Farklı yaş grupları için farklı içerikler planlıyoruz.
‘Dünyanın daha fazla başarılı insana değil, daha barışçı, iyileştirici, öykücü ve sevgi dolu insana ihtiyacı var.’
*Nasıl bir ekiple yönetiyorsunuz kampı?
Bahar Toksoy Guidetti: Giovanni’nin Vakıfbank ve milli takımdaki yardımcısı Saim Pakkan başantrenörümüz. Saim Hoca’nın 4 kişilik bir antrenör kadrosu var. Birçok spor kulübünün aksine bizim kadın antrenörümüz de var. Akademi direktörümüz Pınar Bekbölet’in 4 kişilik bir ekibi var, tamamı üniversite öğrencisi pırıl pırıl gençler. Ayrıca bize destek veren müthiş bir dijital ekibimiz var. Kampın son günü bir kere daha emin oldum ki; çocuk eğitimi yetenekli, bilgili ve becerikli olduğu kadar iyi kalpli insanlarla mümkün oluyor.
*Bu kızların arasından büyük kulüplerde oynamaya başlayanlar oldu mu?
Giovanni Guidetti: Büyük kulüplerin altyapısına girenler oluyor elbette ama akademinin böyle bir hedefi yok. Biz yeteneklerinden çok karakterleriyle ilgileniyoruz. Takım oyuncusu olmayı ve birlikte hareket etmeyi öğrensinler istiyoruz. Çünkü büyük kulüplerde başarılı olmalarını sağlayan şey yeteneklerinden çok karakteri olacak.
Her çocukla bire bir ilgilenebilmek için kampa katılım sayısı 45 ile sınırlandırılıyor. Ama yakın gelecekte daha fazla çocuğa ulaşan bir kurum olmayı hedefliyorlar.
*Akademiyle ilgili uzun vadeli planlarınız neler?
Bahar Toksoy Guidetti: Yakın gelecekte daha fazla çocuğa, çok daha uzun süreli ulaşan bir kuruma dönüşeceğiz. Bu akademinin uluslararası bir marka olmasını hedefliyoruz. Hayallerimizi bu kadar büyütmemizi ana sponsorumuz Enerjisa Üretim sağladı. Bu birliktelikle kız çocuklarının önlerindeki bariyerleri kaldırmak isteyen insanlar bir araya geldi. Örneğin, bu sene kamptaki panellerden birinde sponsorumuzun İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Gürkale kız çocuklarına, erkek egemen bir sektörde başarılı olmuş bir kadın liderin deneyimlerini anlattı. Bu birlikteliğin akademiyi tüm dünyada saygınlık kazanmış bir kuruma dönüştüreceğine inanıyoruz.
‘Zor dönemlerde umudumuzu kadın sporcular canlı tuttu’
*A Milli Kadın Voleybol Takımımızın başarıları göğsümüzü kabartıyor. Türkiye’de kadın voleybolunun geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun altında yatan nedenler neler?
Giovanni Guidetti: Başarının denklemi çok karmaşık değil ama spor gibi dev bir endüstride doğruları uygulamak her zaman kolay olmuyor. Türk voleybolunda kulüpler ve Milli Takım düzeyinde alınan kararlar, yapılan doğru yatırımlar istikrarı ve başarıyı getirdi. Kazanılan başarılar da voleybola duyulan ilgiyi arttırdı.
Bahar Toksoy Guidetti: Olimpiyatlarda farklı branşlardaki kadın sporcuların aldığı başarılar da kadın voleybolunun estirdiği rüzgârın gücüne güç kattı. Zor günler geçirdiğimiz dönemlerde kadın sporcular umudumuzu canlı tutmaya, ne kadar güzel bir ülkemiz olduğunu hissetmemize vesile oldu. “Biz voleybol ülkesiyiz” söylemi sportif bir iddianın ötesinde “Biz özgür, aydın, güçlü kadınların ülkesiyiz” diyen bir slogana dönüştü.
*A Milli Kadın Voleybol Takımımızın oyuncuları genç kızlar tarafından çok seviliyor. Birer rol model olarak görülüyorsunuz, sosyal medyada binlerce takipçiniz var. Bunun nasıl etkileri var?
Bahar Toksoy Guidetti: Sadece voleybolda değil, ülkemizde birçok branşta çok başarılı kadın sporcular var. Onları izlemek kız çocuklarının onlar gibi olma hayali kurmasını sağlıyor. Ancak kız çocuklarının, genç kadınların esas sorunu hayal kurmakla değil, hayallerini gerçekleştirebilmekle ilgili. Buna spor aracılığıyla çözüm aramamız, kız çocuklarının önündeki engelleri kaldırmak, önyargıları kırmak için inisiyatif almamız gerek. Sporun toplumsal ve çevresel sorunların çözümünde büyük bir gücü var. Biz de bu gücü toplumsal bir dönüşüm başlatmak için kullanmaya çalışıyoruz. Son yıllarda birçok kadın meslektaşım kız çocuklarına fırsat eşitliği yaratabilmek için farklı aksiyonlar almaya başladı. Böylesine önemli bir konuda öncü olmak, içimi daha fazlasını yapma isteğiyle dolduruyor.
‘Sahadaki rekabetimiz asla evde gerginliğe neden olmuyor’
*Siz Türkiye’nin hayranlıkla izlediği sporcu ailelerinden birisiniz. Aşkınız nasıl başladı?
Giovanni Guidetti: Vakıfbank’ta uzun süre birlikte çalıştık, tarihi başarılara imza attık. Çok ani oldu Bahar’a âşık olduğumu fark etmem, hemen kendisine de söyledim zaten. Fazla beklemeden de evlendik, seneye evliliğimizin 10’uncu yılını dolduracağız. Bu ülkeye çok şey borçlu olduğumu hissediyorum; kariyerimdeki başarıların ötesinde, muhteşem bir kadınla aile kurmama imkân sağladı.
*Bu kadar disiplin gerektiren bir alanda beraber karı-koca çalışmak nasıl? Sahada gerginlikler yaşandığında evde dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Bahar Toksoy Guidetti: Bir kadın sporcunun antrenörüyle evlenmesi toplumsal baskıyı, önyargıları ve eleştirileri beraberinde getiriyor. Bu zor bir süreç. Ben çocukluğundan beri kimseyi dinlemeyen, kendi bildiğini okuyan bir çocuk olduğum için bu yıpratıcı süreçten güçlenerek çıktım. Ama bunu normalleştirmiyor, hele ki marifet gibi anlatmıyorum. Bir genç kadının özel hayatı kimseyi ilgilendirmez. Kimse hayattaki tercihleriyle ilgili kimseye hesap vermek zorunda değildir. Aslında toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu olarak verdiğim mücadelenin özü tam olarak bu.
Giovanni Guidetti: Bahar’a kesinlikle katılıyorum. Ayrıca o kadar uzun zamandır profesyonel sporun içindeyiz ki ev ve iş hayatının birbirinden tamamen bağımsız alanlar olduğunu, bir tarafta alınan kararların diğer taraftaki ilişkiyi etkilememesi gerektiğini biliyoruz. Sahadaki rekabetimiz asla evde gerginliğe neden olmuyor. Evde vakit geçirecek o kadar az zamanımız oluyor ki,
o anlarda da neredeyse hiç iş konuşmuyoruz. Alison’la, ailelerimizle, dostlarımızla ya da baş başa vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.
‘Hamile kaldığımı öğrenince biraz korktum’
*Kızınız Alison Yaz 6 yaşında. Ailenize kızınızın katılması hayatınızı nasıl değiştirdi?
Bahar Toksoy Guidetti: Hamile kaldığımı öğrendiğimde biraz korktuğumu, kariyerim için endişelendiğimi itiraf etmeliyim. Ama doktor kontrolünde hamileliğimin 4’üncü ayına kadar top oynamaya devam edebilince ve doğumdan 42 gün sonra antrenmanlara dönünce anne olmanın, kadının özgürlüğü, kariyeri, hayalleri önüne kurulan bir bariyer olmadığını anladım. Fiziksel olarak yenilendiğim, sahada kendimi daha dinç hissettiğim bir döneme girdim. Mental olarak değiştim; zorlukları fırsat olarak gören, daha sabırlı, daha anlayışlı bir insana dönüştüm.
*Alison’ın da voleybola ilgisi var mı? Profesyonel sporcu olmasını ister misiniz?
Giovanni Guidetti: Alison’ın voleybola en ufak bir ilgisi yok. Nedenini anlayabiliyorum. Annesi ve babasından ayrı geçirdiği tüm vakitlerin sorumlusu olarak voleybolu görüyor; antrenmanlar, turnuvalar… Arada voleybol oynatmayı deniyorum ama ya hemen gidip boya kalemlerini getiriyor ya da piyano çalmaya oturuyor. Profesyonel sporcu olacağını hiç sanmıyorum. Bahar Toksoy Guidetti: Ben Alison’un bu tavrından çok memnunum. İşin kolayına kaçmıyor; voleybolu seçerse 2-0 önde başlayacak hayata ama umurunda değil.
‘Mutsuz bir çocuk başarılı olamaz’
*Çocukları sporla ilgilenen ebeveynlere tavsiyeleriniz nedir?
Giovanni Guidetti: Birden fazla branşı denetmelerini tavsiye ederim. Bir çocuğun neye yeteneği ve ilgisi olduğunu anlaması için mutlaka denemesi gerek. İzlerken ilgisini çekmeyen bir branş sahada farklı hissettirebilir.
Bir de çocuk gerçekten mi ilgileniyor, yoksa ailesini üzmemek için mi ilgileniyormuş gibi yapıyor, bu farkı gözden kaçırmamak gerekiyor. Ailesinin hayalini gerçekleştirmeye çalışan çocuk mutlu olamaz. Mutsuz çocuk da başarılı olamaz. O yüzden ebeveynler olarak bize düşen görev çocuğun kendini nerede mutlu hissettiğini bulmasına destek olmak.
*Başarılarla dolu bir hayatınız var. Oysa profesyonel sporculuk çok zor bir meslek. Kariyerinizde zorlandığınız, bırakmak istediğiniz anlar yaşadınız mı? Böyle hisseden gençlere ne tavsiye edersiniz?
Giovanni Guidetti: Bu profesyonel sporcu olmanın doğasında var, hepimize her an yaşıyoruz inanın. Hatta sadece başarısız olduğumuz dönemlerde değil, bazen kendimizi zirvede hissettiğimizde; herkes bizden daha fazlasını beklerken daha fazlasını yapamayacağımıza inandığımız anlarda. Ama işte insanın gerçek karakteri, bunun gibi test edildiği anlarda ortaya çıkıyor. Tarih, pes etme hissi geldiğinde onu alt edip yoluna devam edenleri yazıyor.