Fair Play, Tanrı’nın Sesini Duymak Demektir

Yaklaşık bir yılı aşkındır aralıklı olarak Voleybol Aktüel’de yazıyorum. Bu yazılar hakkında zaman zaman geribildirimler alıyorum, ancak bunların hiçbiri sportstv’de 23 Nisan günü yayınlanan 5. Set programına katılan Zeynep Maya’nın sözleri üzerine yazdığım “Bir Çocuk Vargas’ı Neden Örnek Alır?” başlıklı son yazım hakkındaki geribildirim kadar anlamlı ve heyecan verici olmadı. (İlgili yazıyı okumak için tıklayın)
Voleybol Aktüel’in sahibi sevgili Savaş Eskigülek aracılığıyla yazının yayınlandığı gün bana telefonla ulaşan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu Başkan Yardımcısı Sayın Remzi Yılmaz, yazı ile ilgili olumlu duygu ve düşüncelerini samimi bir dille aktardıktan sonra yazıyı Türk Spor Ajansı sitesinde yayınlama isteğini ifade edince bana da büyük bir memnuniyetle ve seve seve “Tabii ki!” demek düştü. Fair Play Komisyonu olarak çocuklar ve gençler için çeşitli çalışmalar yaptıklarını ve bu minvalde tanışmak ve yüzyüze de görüşmek istediklerini duymak da ayrıca heyecan vericiydi. Güzel dileklerle ve görüşme arzusunun karşılıklı olduğunu söyleyerek telefon görüşmesini sonlandırdık.
Bu arada bir WhatsApp grubunda “Bir Çocuk Vargas’ı Neden Örnek Alır?” yazısını paylaşan bir arkadaşımız sayesinde yazıyı okuyan bir dostumuz da, sözü geçen Zeynep Maya’nın kendi kızının en yakın arkadaşı olduğunu belirterek kendisinden övgüyle bahsedip sportstv’deki programın haberini paylaştı.
Aradan geçen on günün sonunda, daveti üzerine Sayın Remzi Yılmaz ile Olimpiyat Evi’nde yüz yüze görüşme fırsatı buldum. Bu arada sadece onunla değil, Fair Play Komisyonu’nun başkanı Sayın Erdoğan Arıpınar ile birlikte o gün komisyon toplantısı için bir araya gelen bazı komisyon üyeleriyle de tanıştım. Kendileri büyük bir nezaketle bana Fair Play kavramının açılımından, Fair Komisyonu’nun çalışma anlayışından ve müstakbel projelerden bahsettiler. Erdoğan ve Remzi Beyler, ayrılırken bana bazı kaynaklar ve kitaplar da hediye ettiler; bu arada alt kattaki kütüphaneden de söz ettiler ki kurumdan ayrılmadan orayı da ziyaret etme fırsatı buldum.
Bu güzel günde öğrendiğim en önemli şeylerden biri “fair play” kavramını ne kadar eksik bildiğim oldu. Yıllarını “fair play” kavramını yaygınlaştırmaya veren ve hem Türkiye’de hem de dünyada “fair play” denilince akla gelen en yetkin isimlerden biri olan Erdoğan Arıpınar Beyefendi, üstüne basa basa “fair play”in yalnızca sporla ilgili olmadığını ve senelerdir bunun üzerinde durduklarını söyledi.
Söylediklerinin bir özetini Prof. Dr. Bilge Donuk ile birlikte hazırladıkları “Spor Yönetim ve Organizasyonlarında Etik Yaklaşımlar: Fair Play” (Ötüken Yayınları, 8. Baskı, 2023) başlıklı kitabın arka kapağında da okudum:
“Fair Play dürüst oyun, dürüst davranış anlamını taşır. Fair Play etik üstü bir davranıştır. Sevgi, dostluk ve kardeşlik anlayışıdır. Kısa bir anlatımla Fair Play ‘Tanrı’nın sesini duymak’ demektir. Fair Play, kişinin bir olay içinde rakiplerine, çevredekilere, kendi hayatını, geleceğini, ailesini ve çıkarlarını düşünmeden özverili, benlik duygusundan uzak davranışıdır. Fair Play, eskilerin ‘nefs-i emmare’ dedikleri içindeki şeytanı yenmesidir.”
İnsanın en üstün versiyonuna erişmek için kendiyle yaptığı mücadelenin ahlâkî açıdan olanı, en zorlusu… Bu yazıdan anlıyoruz ki, “fair play” bu zorlu mücadeledeki gayretin altını çiziyor; bu doğrultudaki her çabayı takdir edip günyüzüne çıkarmaya çalışıyor. Bu gayretin içinde olmak, elden geleni yapabilmek de ayrı bir mutluluk vesilesi olmalı.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu’na tüm çalışmalarında gönülden başarılar diliyorum.