ManşetRöportaj

‘Ayakkabıcı çırağıydım voleybolcu oldum’

Fenerbahçe’nin 2.15’lik dev voleybolcusu Nijeryalı Nwachukwu, voleybola başlama hikayesini ve sarı lacivertli ekibe geldikten sonra yaşadıklarını Sözcü muhabiri İrfan Yirmibeş’e anlattı.

Türkiye voleybolda, özellikle kadın voleybolunda Avrupa’nın en önemli ülkelerinden. Erkek voleybolu ise biraz gölgede kalsa da Fenerbahçe yine iddialı. Üstelik bu kez sürpriz bir de silahları var: Arinze Kelvin Nwachukwu…

2.15 metrelik boyuyla tam bir duvar. Henüz 18 yaşında ve geleceğin en önemli yıldızlarından biri olacak potansiyelde.

Nijeryalı pasör çaprazı, Sözcü HaftaSonu’na ilginç hayat hikâyesini anlattı.

*Türkiye’ye geliş öykünü anlatır mısın?

Menajerimle Facebook’tan kontak kurdum. Beni İstanbul’a davet etti ve Abuja’daki Türkiye konsolosluğuna vize için davetiye yolladı. 9 aylık bir süreç sonrasında buradayım. Menajerim, benim için en iyi adres olarak Fenerbahçe’yi seçti. Antrenör Tunç Tuncel’in bana katkıları ve olumlu raporu sonrası Fenerbahçe ailesinin bir parçası oldum. 15 yaşında voleybol hayatımdaki ilk profesyonel kontratımı imzalamış oldum. Bu süreçte annem ve babam velayetimi menajerimin avukatına verdi.

UCHE ETKİSİ

*Fenerbahçe gelmeden önce tanıdığın bir kulüp müydü?

Evet. Çok ünlü bir kulüp Nijerya’da. Çünkü daha evvel Nijeryalı futbolcular oynamıştı (Uche, Emenike, Yobo, Moses vs). Burada oynayabileceğimi hayal bile edemezdim birkaç yıl önce. Şimdi burada olduğum için çok mutluyum.

*Neden basketbol değil, voleybol? Nijerya’da Hakeem Olajuwon gibi bir efsane basketbolcu var…

Fiziksel referanslı sporlar bana göre değil. Basketbol çok sert geliyor mesela, voleybol ise benim fiziksel özelliklerime daha uygun. Hedeflerim var kendim için belirlediğim.

*Sıra dışı bir çocukluğun olduğunu duyduk. Neler yaşadın?

Çocukken spordan pek hoşlanmazdım. 9 yaşında trafik kazası geçirdim ve sağ ayağımın kaval ve tarak kemikleri kırıldı. Bu sebeple spor yapmak benim için zor olsa da 15 yaşına kadar futbol oynadım mahalle arasında. Bir ayakkabı mağazasında da çırak olarak çalışıyordum. Beni bir antrenör gördü ve basketbol antrenmanına çağırdı. Ben de gittim fakat diğer çocuklar benden çok daha hızlı ve kuvvetlilerdi. Gittiğim yerde yan sahada bir takım voleybol oynuyordu ve çok ilgimi çekti. İşte o gün voleybol oynamak istediğimi anladım.

*Türkiye nasıl bir ülke, İstanbul nasıl bir şehir?

Türkiye’yi, özellikle İstanbul’u çok seviyorum. Bu şehir çok özel. İnsanlar temiz, sıcak ve samimi. Sanki yıllardır buradayım gibi hissediyorum. Özellikle Abdullah Abi, Tansu Abla, kulüp menajerimiz Darek Abi ve yöneticimiz Simla Hanım. Ayrıca sponsorumuz HDI Sigorta da her zaman bizim yanımızda. Onlara da teşekkür ediyorum. Tabii ki en çok hayal ettiğim şey taraftarlarımızın tribünde bizi desteklediği günlerde voleybol oynamak.

*Seni bu ülkede en çok şaşırtan şey ne?

Nijerya’dan geldiğimde çok güzel bir şehir ile karşılaştım. Her yer ışıl ışıl geceleri. Bizde Nijerya’da böyle değil. Elektrik ciddi bir problem ve sürekli kesinti olur.

*En çok neyi seviyorsun, neyi sevmiyorsun?

Pilav, mantı, baklava, milföy favorilerim. Bağdat Caddesi ve İstanbul Boğazı çok güzel. Beşiktaş ve Kadıköy çarşıları çok canlı ve yaşayan yerler. Fenerbahçe’de parkta deniz kenarında yürümeyi seviyorum ve göbek dansı izlemeye bayılıyorum. Müzik dinlerim, kitap okurum ve dans etmeyi severim. Sokak köpeklerinden biraz korkuyorum.

*Hedeflerin neler?

Öncelikle Fenerbahçe ilk 6’sının vazgeçilmez oyuncusu olmak. Daha sonra, Kore, Japonya, Rusya, İtalya gibi zorlu liglerde oynama hedefim var.

“FENERBAHÇELİ OLMAK BİR ONUR”

“Fenerbahçe bir spor üssü gibi adeta. Ben voleybol formasını giyiyorum ancak futbolda, basketbolda, atletizmde ve sporun pek çok branşında Türkiye’nin en büyük spor kulübü olduğunu yakından gördüm. Fenerbahçe’nin organizasyonundan oldukça etkilendim. Böyle bir kulübün sporcusu olmak büyük onur.”

“AİLEMİ YANIMA ALDIRACAĞIM”

“Aynı yaştaki kardeşimi de voleybol antrenmanıma götürdüm. O da benim gibi sokak futbolunu severdi. Ancak onun da ilgisi voleybola kaydı. Sonrasında kendisini geliştirerek, voleybolcu oldu ve Nijerya Milli Takımı’nda oynuyor. Türkiye’ye geldikten sonra bu yıl içerisinde babam vefat etti. Pandemi dolayısıyla cenazesine gidemedim. Kulübüm bu zor süreçte de her zaman yanımda oldu, bana kol kanat gerdiler. İyi ki Fenerbahçe’nin bir parçası oldum diye düşündüm. Herkese teşekkür ediyorum. En çok annemi ve kardeşimi özlüyorum. Umuyorum en kısa sürede onları yanıma aldıracağım.”

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu