Gönülsüz verilen izin kağıdına Papa engeli
Merhaba Sevgili voleybol severler,
Son olarak macera dolu Brezilya seyahatinde kalmıştık.
Brezilya maceramız, amacına uygun bir şekilde, sportif anlamda çok başarılı geçmişti. Ben ise, sevgili eşimin bana verdiği , özgürce dolaşım sertifikasının kapağını dahi açamadan Ülkeme dönmüştüm.
Ayağımın tozuyla, gelir gelmez, Bursa’ ya gittim. O dönemde ki adıyla VAKIFBANK GÜNEŞ SİGORTA , Avrupa Top Teams kupasında Dörtlü Finalde Ülkemizi temsil edecekti. Çok başarılı geçen bir turnuva sonunda , VAKIFBANK ilk Avrupa şampiyonluğunu kazanıyordu. Ödül töreni için, sahaya inen, Vakıfbank Genel Müdürünün direk benim yanıma gelip teşekkür etmesi , Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin‘in beni tanıyıp, halimi, hatırımı sorması, Brezilya’dan büyük başarılarla döndüğümüzü duyup beni tebrik etmesi, yıllar sonra hala beni gururlandıran anılarımdandır.
10 gün sonra, doooğru Alanya Avrupa Plaj Voleybolu Şampiyonasına yolculuk başladı.. Turnuva müthiş keyifli ve heyecanlı geçiyor. Polonya , erkek kafilesi çok sempatik , başlarındaki idareci Jerzy Tatarek, sürekli yanımda, yarım buçuk İngilizcesi ile bana turnuvanın ne kadar güzel olduğunu, Türkiye’ye ve Alanya’ya aşık olduğunu, eğer Polonya ‘ya yolum düşerse beni mutlaka ağırlamak istediğini filan söylüyor. Kız takımında da Ewa Kalinowska diye bir kız var, manken olacakken , yanlışlıkla voleybolcu olmuş , Afet bir şey. O da bize tercümanlık ediyor.
Laf arasında dedi ki ‘’ Bu Jerzy Plaj Voleybolu aşığı, bizim takımların sponsoru ve bizim şehrin en zengin adamı. Eğer gerçekten Polonya‘ ya gelirsen hayatını yaşarsın ‘’ Dedim ki ‘neresi sizin şehir, dedi Wroclaw.
İlk defa duyuyorum. Dedim ki Kısmet.’
Bu oluşan samimi havadan olsa gerek, ben Polonyalıların bütün maçlarında , seyirciyi onların tarafına çekiyorum, farkında olmadan. Bu da işe yarayıp, Polonya erkeklerde Dünya Şampiyonu oldu mu!
Allaaah Jerzy yerinde duramıyor. Boynuma atlıyor, diyor ki ‘Uçak bileti, konaklama bana ait , ne olur bizim şehre gel.’ O’na da dedim ‘Kısmet.2
2004 yılında Alanya’nın ilk Özel Okulu olan Ö.H.E.P. ( Özel Hamdullah Emin Paşa ) Koleji, bana lise müdürlüğü ve okulun bağlı bulunduğu Cumhuriyet Eğitim Vakfı’nın Genel Müdürlüğünü teklif ettiler. Maaş astronomik. En cazip olan da İstanbul’da evimizle, okulumun arası 52 km iken, Alanya’daki evimizin balkonundan, eşim Pınar ile sohbet ediyoruz. İlk 10 ay karşılıklı olarak , rüya gibi geçti ama 2005 Mayıs ayından itibaren, karşılıklı olarak başlayan hoşnutsuzluklar, benim Ö.H.E.P. deki maceramın bitmesi ile son buldu.
2005 Mart ayında eski okulum OĞUZKAAN KOLEJİ’nin ortaklarından, Brezilya’ya birlikte gittiğimiz Ertuğrul Karsan Bey, beni aradı. Dedi ki ‘’ Biz yine Türkiye Şampiyonu olduk ,Mart ayında Liseler arası Dünya Basketbol Şampiyonası Polonya’ da yapılıyor, Uçak biletin benden, Oteli de sen ayarla beraber gidelim. ‘’ O tarihlerde Alanya’daki okul ile ilişkilerim çok iyi olduğu için, yönetim kurulu beni kırmadı ama turnuva 12 gün sürüyor, ‘sen hiç olmazsa 5 gün git’ dediler.
Alanya Turizm Otelciler Birliği de otelimi ayarladı. (oooh)
Yalnız Polonya’ da hangi şehre gideceğimiz çok önemli. Öyle ya , beni hasretle bekleyen bir zengin arkadaşım var Wroclaw’ da yaşayan. Ertuğrul Beyi aradım son 5 gün gelebileceğimi söyledim, O da , zaten kendi eşinin ve okul müdürlerinin de o şekilde geleceğini, o kafileye de benim göz kulak olmamı beklediklerini söyledi. Tamam, her şey yolunda ancak ben hala turnuva nerede yapılıyor bilmiyorum. Gerçi fark etmez , benim arkadaşımın özel jeti var , vallahi abartmıyorum, o kadar zengin adam. Sıkı durun, olacak iş değil , turnuva WROCLAW ‘da
Doooğru gittim sevgili eşim Pınar ‘ın yanına, ‘Aşkım hani sen bana Brezilya’ya giderken, bir izin kağıdı vermiştin de ben hiç kullanmadan ( KULLANAMADAN ) geri getirmiştim ya ne olur o izni tekrar ver bana. Vicdanımın rahat olmasını istiyorum’ dedim:
Benim yüce gönüllü Sevgülüm, yine gösterdi büyüklüğünü ve ‘’ Git aşkım, elinden geleni ardına koyma, ben KARMAYA inanıyorum, eğer olacaksa , ben zaten mani olamam ama yüce ruhların benim yanımda olduğunu biliyorum ‘’ dedi. Allah Allah, ne demek istedi acaba. Ufaktan bir tırsmadım desem yalan olur!
Ben önce Antalya İstanbul, orada kafile ile buluştuk, oradan Varşova oradan küçük 4 motorlu bir uçakla Wroclaw.’ a geçtik.
Bu arada Tatarek ile haberleştik, ‘kaç kişi geliyorsunuz, ona göre sizi havaalanından aldıracağım’ diye sordu. Havaalanına indik, pasaport kontrolü, dışarı çıkıyoruz, herkeste bir panik, buradan otele nasıl gideceğiz. Arkadaşlar dışarıya çıktık, karşımda dünya güzeli bir kız , kollarını açmış koşarak bana geliyor. Tahmin ettiğiniz üzere EWA KALİNOWSKA.
Veee iki tane limuzin. Aldılar bizi Otele götürdüler. Oradaki çocuklar ve önceki kafileyle buluştuk oradan maça gideceğiz. Yemeğe de Tatarek ‘in şatosuna gideceğiz. Maçı kazandık, Ertuğrul Bey , eşi, Okul Müdürü ve ben gittik. Jerzy bizi kapıda karşıladı. Resmen tarih öncesinden kalma bir şato. Adam boynuma atladı, muhteşem bir akşam yaşadık, iki sene önceki Alanya turnuvasının videosunu, duvar ekranında seyrettirdi, her karede ben varım.
Yemek bitti Tatarek yanıma geldi, yine Ewa tercüman, dedi ki, ‘’Kardeşim, benim Varşova’ da bir fuarım var, ben senin için oraya gitmeyeceğim, 5 gün Wroclaw senin. Sen , Ben ve Ewa buranın altına üstüne getireceğiz ‘
Allaaah bu sefer eşin verdiği izin kağıdını sonuna kadar kullanabilecektim
Otelim , Taksim gibi bir meydanda ama kapalı büyük bir meydan. İnanın o gece heyecandan gözüme uyku girmedi desem yeridir. Sabah kalktım, duş, traş , parfüm, gayet de güzel giyindim, kahvaltı edeceğim, sonra Tatarek ve Ewa gelip beni alacak oradan alemlere akacağız. Artık nasıl sürprizler olacak bilemiyorum!
Aşağıya indim ama otelde bir gariplik var, çünkü, resepsiyon dahil etrafta hiç kimse yok. Allah Allah, kahvaltıya indim, orada da kimse yok. Seslendim gelen giden yok. Dedim çıkayım dışarıya, birlikte kahvaltı ederiz. Meydana çıktım ve resmen ürperdim, meydan bom boştu. Hiç kimse yok. Dedim , Tatarek bana kamera şakası yapıyor her halde. Ya da, Uzaylılar geldi insanları götürdü. Aşağıdan bir uğultu geliyor, bir cesaret aşağıya yürüdüm, amanın bir de ne göreyim, bütün şehir sel gibi akıyor, herkesin elinde mum, ağlayarak yürüyorlar.
Abi ne oluyor, bunların hepsi, benim için düzenlenmiş olamaz 🙂
Bir baktım Ewa , bana doğru geliyor ama ağlamaktan helak olmuş, boynuma sarıldı ve ‘’ Babamız öldü ‘’ dedi. Haydaaaa , hepinizin babası aynı mı ulan, çıldıracağım.
Dedi ki Tatarek selam söyledi, bütün planlar iptal, kendisi de Varşova’ ya fuara gidiyormuş, sana araç tahsis etti, otelden salona , salondan otele ulaşımını sağlayacak. Ben de 5 gün yasdayım sana başarılar.
Al buyur, yine bizim izin kağıdı iptal oldu!!!
Yahu ne oldu?
Arkadaşlar, PAPA 2. JEAN PAUL ölmüş ve adam Wroclawlıymış. Dünya Şampiyonası hariç bütün etkinlikler iptal edildi, bütün eğlence mekanları 1 hafta kapatıldı.
Eh Pınar, nasıl gönülsüz verdiysen izin kağıdını, Papayı öldürdü yahu 😀
Evet, bu macera da sportif anlamda, muhteşem sonuçlandı, erkeklerde ŞEHREMİNİ LİSESİ Dünya şampiyonu olurken, BİRKAN BATUK MVP seçildi. OĞUZKAAN KOLEJİ ise kızlarda Dünya 2. Si oldu. Ben de , hovardalık hevesimden vaz geçtim!
Kalın sağlıcakla.