2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıldönümünde, 6 Şubat günü Anadolu Sultanları ile Kuzeyboru arasındaki şahane voleybol maçını seyretme imkânınız oldu mu? Ben müsaittim; büyük bir zevkle, çeşitli duygu ve düşüncelere gark olarak seyrettim.
Çeşitli vesilelerle Türkiye’de voleybolun kazandığı sosyal anlamın üzerinde durulması ve bilimsel olarak değerlendirilmesi gerektiğine dair daha önce görüşlerimi yazmıştım. İşte bu maç da tam olarak bu çerçevede değerlendirilmesi icap eden ve sembolik bir anlam taşıyan olaylardan biri.
Aksaray’ın Koçpınar Elmacık köyünde kendi aralarında voleybol oynamak için zaman zaman okul bahçesinde bir araya gelerek bir voleybol takımı kuran köy kadınlarının tatlı bir medeni cesaret gösterip şehirlerinin Sultanlar Ligi takımı Kuzeyboru’ya maç teklif etmeleri ve Kuzeyboru Spor Kulübü’nün de bu teklifi kabul etmesi ile başlayan süreç, Aksaray Spor Salonu’nda iki setlik bir dostluk maçı yapılmasıyla neticelendi. Kuzeyboru Spor Kulübü’nün sosyal medyadan naklen yayınladığı maçın, aralarında Aksaray Valisinin de bulunduğu seyircisi de gayet çoktu. Anadolu Sultanları, bir örnek şalvarları ve başörtüleri ile sahadaydılar ve salondan da yoğun bir destek alarak karşılaşmayı tamamladılar. Dikkatinizi çekerim ki, böyle bir maç büyük şehirlerimizden birinde değil, Anadolu’nun tam ortasında yapılmıştır! Bu arada Kuzeyboru Spor Kulübü ile birlikte Valiliğin ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün konuya sahip çıkmış olmalarını da takdir ve teşekkürle analım.
“Anadolu Sultanları” tabirinin sadece Koçpınar Elmacık Köyü’nden gelen ve aralarında voleybol oynamak üzere organize olan bu kadınları simgelediğini düşünmüyorum. Anadolu Sultanları, büyük ihtimalle Türkiye’de farklı sosyal ve mahalli kesimlerde kadın voleybolunu sıkı bir şekilde takip eden ve bu tür bir aksiyona geçme potansiyeli taşıyan (belki de geçen) kadın kitlesini ifade ediyor. Bu kadınlar, kadınlar arasında hızlı bir şekilde organize olma, harekete geçme ve üretme yeteneğini muhtemelen sporda da gösteriyorlar.
Ülkemizde ve dünyada kadınlara dair hatalı yargılardan birisinin onların güçsüzlüğü üzerine olduğunu düşünüyorum. Yukarıdaki türde örnekler, kadınların güçsüz değil, bilakis güçlü olduklarını adeta ispatlar nitelikte. Kadınlar, birçok alanda ön plana geçmiş ve geçebilir durumdalar. Geçenlerde VakıfBank Spor Sarayı’nın alt katında Üsküdar Belediyesi’ne ait olup halkın kullanımına açılmış fitness salonuna kayıt için müracaat ettiğimizde, kadınlara haftalık olarak tanınan kontenjanın erkeklerinkinin iki katı olduğunu şaşırarak öğrendik. Kayıt yapan görevli hanımın da “Erkekler isyanda!” deyişini burada belirtmiş olayım. Bu, kadınların talepkarlıkları ile bazı avantajları elde ettiklerini gösterdiği kadar bu konuda kadınlara avantaj sağlayan uygulamaların da yaygın olabileceğini gösteriyor. Bana sorarsanız aksi söz konusu olsa, Türkiye’de kadın voleybolu bu seviyeye gelemezdi.
Anadolu Sultanları vesilesiyle Türkiye’deki spor sosyolojisi araştırmalarının dinamik bir şekilde canlandırılması gereğini tekrar vurgulamak isterim. Bu tür gözlemlerin önemli veriler oluşturduğu, ancak bilimsel incelemelerle sağlam ve yol gösterici bilgilere dönüşebileceği açıktır.
