Güzel Oyun

GÜZEL OYUN
1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başları önemli toplumsal dönüşümleri, devrimleri yaşadı. Sporda ise aynı tarihlerde önemli bir adım atıldı ve voleybol ile tanışıldı. İlk oynandığı günden bugüne birçok kuralı değişti, dönüştü ama bir şey değişmedi, kolektif aklı.
Elbette her sporda üstün bireysel yetenek fark yaratır. Bunun yanında yalnızca bir yetenek zafere götüremez sizi. Takım oyunu önemlidir! Takım oyunun en önemli örneği ise voleyboldur. Üç pasın olması, görevlerin değişimi, hücum ve savunmada göreceli eşit dağılım oyun aklını, mücadelesini ortak hale getirir.
1970’lerin sonunda oldukça popüler olan voleybol toplumdaki bireyselleşme rüzgârlarına yenik düşerek giderek gözden düştü, geçmişin mirası ile var olmaya çalıştıysa da tribünler boşaldı. Bir kale ile futbol, bir pota ile basketbol sokaklarda egemenliğini ilan ederken voleybol aynı durumu yaratamadı.
1980’li yılların sonunda voleybol oynamaya başladığımda Altınyurt’un salonu ancak üçerli maça izin veriyordu, okul antrenmanlarını ise kazan dairesinde bulunan bir alanda yapmaya çalışıyorduk. Bir antrenman için 35 kilometre yol yapıyorduk haftanın üç günü. Buna rağmen ısrarla devam edenler oldu, ben bir süre sonra zorunlu olarak bıraktım ama Burhan Felek’ten hiç kopamadım.
Yıllar sonra özellikle kadın takımlarının hem kulüp hem ulusal takımdaki başarıları bu sporu yeniden popülerleştirdi. Marka algısını yerleştirmek, büyütmek ile sponsorluklar artınca bütçeler büyüdü ama bütçeler arasındaki makas açıldı. Kadın voleybolda da bir süredir bu makasın sonuçları yaşanır oldu. Play-Off’lara kadar ilk üçün sıralaması değişse de belli olduğu yılları yaşamaya başladık. Ancak bunu kırmak için en beklenmedik hamleyi Galatasaray Daikin yaptı.
Dün biten serinin son maçını Fenerbahçe Medicana karşısında 3-2 kaybetti. Yeni ve deneyimsiz hocası kısıtlı kadrosu ile sahaya koydukları karakter ligin bu son aşamasına heyecan getirdi. Belki 4. sette sonuç belli olduktan sonra smaçörlerinden birini dinlendirse farklı bir hikâye olabilir miydi tabii bu bir varsayım. Ama yorgunluk o kadar belli oldu ki karar seti o bildik dirençten uzak oynandı.
BAYRAK VE ÖRNEK SPORCU İLKİN AYDIN
Galatasaray voleybolunda Payidar Demir unutulmaz. Galatasaray’da voleybol denince akla gelendir bugün ona eşlik eden ikinci bir isim var İlkin Aydın. Tüm haksızlıklara, ithamlara rağmen güçlü mentali ile takımına iyi kaptanlık yaptı. Cesaretini yalnızca sahada değil saha dışında da gösterdi. Apolitik davranmadı, orta yolcu olmadı, sessizliğe bürünmedi samimiyetle davrandı, kandırmadı. Örnek bir sporcu olarak ne yapması gerekiyorsa onu yaptı ve doğru yaptı ve gururlandırdı. Bunu da sosyal medya denilen yeni çağın canavarı varken yaptı. Bazı sporcular ne yazık ki ve bazen haklı olarak üzerlerindeki yükleri taşıyamazlar hatadan ve getireceği bedellerden korkarlar. Ama İlkin yükü aldı, sorumluluktan çekinmedi ve artık Galatasaray’ın bayrak sporcusu oldu ve o bu takımda kaldığı sürece kulüp, tribünler onun bu mücadelesinin karşılığını vermeli, verecektir. O da bayrak sporcu olmanın keyfini sürmeli, bunu sonuna kadar hak etti.