Kadın Voleybolcularda Stres Yönetimi
Bu çalışma kadın voleybolcuların stresle başa çıkma yaklaşımlarının belirlenerek; yaş, voleybol oynama süresi ve üst lige yükselme maçlarını bitirme sırasına göre incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Sonuç olarak katılımcılar stresle başa çıkmada en fazla kendine güvenli yaklaşımı tercih etmektedirler. Ayrıca 6-10 yıldır voleybol oynayanlar 11 yıldan fazladır bu sporla uğraşanlara göre stresle başa çıkmada daha fazla sosyal desteğe başvurmaktadır.
Günümüzde sosyal olduğu kadar psikolojik bir olgu olan sporda başarı ve başarısızlığa etki eden pek çok faktör bulunmaktadır. Spor psikolojisi alanında yapılan çalışmalar, spor ortamının son derece karmaşık bir yapıya sahip olduğunu gözler önüne sermektedir (Özdevecioğlu ve Yalçın, 2010). Sporda fizyolojik parametrelerin yanı sıra psikolojik açıdan ele alındığında stres, performansı etkileyen faktörlerin başında yer almaktadır. Bu nedenle başarı ve başarısızlığın önem kazandığı günümüz profesyonel sporunda hangi koşulların sporcularda stres yarattığı ve bu stresle nasıl başa çıktıklarının incelenmesi önemli hale gelmektedir. Araştırmacılara göre sportif etkinliklerle uğraşmak stresli bir deneyim olabilmektedir Sözen, Doğan ve Erdoğan (2012) bireylerin sportif etkinliklere performans sergilemek veya sağlık kazanmak amacı ile katılabileceğini ifade ederken, performans amacı ile spor yapmanın stresli bir uğraş olduğunu belirtmişlerdir. Nwankwo ve Onyishi’ e (2012) göre ise sportif etkinliklerde bulunan insanlar zaman yönetimi, başarısızlık, tutarsızlık ve korku gibi stresörlerle karşılaştıklarında stresle yüzleşmek zorunda kalırlar. Sporda organizasyonel stres kaynaklarına odaklanan çalışmalar genellikle sporcuların müsabaka esnasında ki stres seviyelerine odaklanmıştır (Üzüm, Mirzeoğlu, Polat ve Akpınar, 2013). Fakat Donuk, Şahin ve Yamaner (2013) hem yarışma stresinin hem de organizasyonel stresin aynı zamanda antrenörlerin ve yöneticilerinde yüzleşmek zorunda kaldıkları temel unsurlar arasında yer aldığını belirtmiştir. Özellikle elit düzeyde yarışan sporcular başarı için yoğun bir fiziksel ve duygusal baskı altındadırlar ve başarıya ulaşmak için düzenli ve programlı bir yaşam tarzının yanı sıra yoğun bir antrenman ve diyet programına maruz kalırlar (Üzüm ve ark., 2013). Sporda stresin var olduğu kanıtlandığından beri araştırmacılar sporcuların stresle başa çıkabilmelerine yönelmişlerdir (Besheda, 2010; Nwankwo ve Onyishi, 2012). Birçok sporcunun istediği de stresi yönetebilme, yani stresle başa çıkabilmektir. Patmaore’ de (1986) bu durumu özetler nitelikte sporda performansı etkileyen temel unsurun stresle başa çıkabilme yeteneği olduğunu belirtmiştir Sporda stresle başa çıkmanın teorik temelleri incelendiğinde alana Folkman ve Lazarus un çalışmalarının öncülük ettiği söylenebilir (Folkman, 1984; Lazarus ve Folkman, 1984; Lazarus, 1991). Arsan ve Koruç’ un (2009) aktardığına göre “Folkman ve Lazarus başa çıkmayı görev odaklı ve duygu odaklı olarak sınıflamaktadır. Görev odaklı başa çıkma, stres kaynağını yöneten veya değiştiren stratejileri içermektedir. Duygu odaklı başa çıkma ise stres sonucunda verilen duygusal tepkileri düzenlemeyi içermektedir.” Lazarus ve Folkman’ ın (1984) başa çıkma modeli, bireyin stres kaynağını birincil veya ikincil olarak değerlendirmesine bağlı olarak tercih ettiği baş etme stratejisi farklılaşacağı için dinamik ve esnek bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Voleybol cinsiyet ayırt etmeksizin her yaş ve yetenekteki bireyleri kapsayan, zihinsel veya fiziksel engelli bireyler içinde yarışma seviyesinde oynanmaya adapte edilebilen bir takım oyunudur. Voleybol 6 kişiden oluşan takımlarca 9*18 ölçülerinde ki sahanın 2.43 m yüksekliğinde ki file ile (kadınlarda 2.24 m) 9*9 olarak ortadan ikiye bölünmesi ile oynanan karşılaşmalı sporlar grubuna dâhil bir kort oyunudur. Oyun sayı, set ve sonunda da maçı kazanmak için oynanır (Çelenk, 2013; Papageorgiou ve Spitzley, 2002). Voleybol gibi yoğun baskı altında oynanan spor dallarında yüksek derecede fiziksel ve psikolojik dayanıklılığa gerek vardır. Bu spor dallarında müsabaka içerisindeki aksiyon ve durumlar çok fazla ve değişkendir. Oyun içinde karşılaşılan beklenmedik ve önceden hazırlığı yapılmamış pozisyonlarda ve rakibin baskısı altında, ani ve doğru tepkileri ortaya koymak zorunluluğu olduğu gibi aynı şekilde rakibini de baskı altında tutmalı ve sürpriz pozisyonlarla karşı karşıya bırakıp şaşırtmak gerekmektedir (Sözen ve ark., 2012). Bir oyuncunun voleybol teknik ve taktikleri üzerinde uzmanlaşabilmesi için gerekli psikolojik ve fiziksel yeterliliklere sahip olması gerekmektedir. Bu oyuncular için anahtar nitelikler arasında her durumda yoğunlaşabilme ve dikkat kontrolü bulunmaktadır. Ayrıca stres altında sakin olabilme yani stresle başa çıkabilme yeteneği de bu nitelikler arasında yer almaktadır (Akarçeşme, 2004). Kadın sporcular gerek hormonel gerekse morfolojik ve psikolojik olarak erkek meslektaşlarından daha farklı bir yapıya sahiptirler. Dolayısıyla stres zaman zaman kadın sporcuları olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Bu nedenle kadın sporcuların stresle başa çıkma yaklaşımlarının incelenmesi önemlidir.
Tanımlayıcı analiz sonuçlarına göre katılımcıların stresle başa çıkma yaklaşımı olarak en fazla tercih ettikleri yaklaşım Kendine güvenli yaklaşım olurken, en az tercih edilen yaklaşım boyun eğici yaklaşımdır. Yapılan tek yönlü varyans analizi test sonuçlarına göre katılımcıların stresle başa çıkma yaklaşımları arasında voleybol oynama sürelerine göre sosyal desteğe başvuran yaklaşım alt boyutunda anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Yapılan ikinci aşama Tukey’ s Hsd çoklu karşılaştırma test sonucuna göre ise bu farklılık 6-10 yıldır voleybol oynayanlar ile 11 yıl veya daha fazla süredir voleybol oynayanlar arasındadır
Mevcut çalışma kadın voleybolcuların stresle başa çıkma yaklaşımlarının tespit edilerek aralarındaki farklılıkların yaş, voleybol oynama yılı ve ikinci lige yükselme maçlarını (play – off) bitirme sırasına göre incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre katılımcıların en fazla tercih ettiği stresle başa çıkma yaklaşımı kendine güvenli yaklaşım iken en az tercih edilen yaklaşım boyun eğici yaklaşımdır. Bireysel sporcular en fazla çaresiz yaklaşımı tercih ederken, takım sporcuları en fazla kendine güvenli yaklaşımı tercih etmektedir. Bu durum sporcunun algıladığı stres seviyesine göre de değişebilmektedir. Skein, Harrison ve Clarke (2019) ergenlik dönemindeki sporcuların okul ve sporun yoğunlaştığı zamanlarda daha fazla stres yaşadıklarını ve bu durumu düzeltmek için çok çeşitli başa çıkma yaklaşımları sergilediklerini belirtmiştir. Çalışma bulgularına göre katılımcıların stresle başa çıkma yaklaşımlarında yaşlarına göre herhangi bir farklılık bulunmamıştır. Benzer şekilde Alincak ve Gürer (2018) de çalışmalarında profesyonel voleybolcuların stresle başa çıkma yaklaşımlarını incelemiş ve yaş değişkenine göre anlamlı bir farklılık tespit etmemişlerdir. Aktaş (2015, s.28) çalışmasında kadın voleybolcuların yaşlarına göre stresle başa çıkma yaklaşımlarında çaresiz yaklaşım ve boyun eğici yaklaşım alt boyutlarında 20-24 yaş gurubuna mensup kadın voleybolculardan kaynaklanan bir farklılık tespit etmiştir. Analiz sonuçlarına göre katılımcıların voleybol oynama sürelerine göre stresle başa çıkma yaklaşımlarında sosyal desteğe başvuran yaklaşım alt boyutunda anlamlı bir farklılık vardır. Buna göre 6-10 yıldır voleybol oynayan katılımcılar 11 yıl ve daha uzun zamandır voleybol oynayanlara göre stresle başa çıkmak için daha fazla sosyal desteğe başvurmaktadır. Üstün, Gümüşgül, Demirel ve Göral (2014) ise spor ve stres ilişkisini araştırdıkları çalışmalarında sporda uzmanlaşmanın deneyimle ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Bu bakış açısı dikkate alındığında çalışmamızda ortaya çıkan farklılığın nedeninin 6-10 yıldır voleybol oynayan sporcuların 11 yıldan fazla süreyle bu işle uğraşanlara göre daha az yetkin olduğu ve dolayısıyla stresle başa çıkma konusunda daha fazla sosyal desteğe ihtiyaç duyduğu şeklinde açıklanabilir. Analiz sonuçları incelendiğinde katılımcıların yükselme maçlarındaki sıralamasına göre stresle başa çıkma yaklaşımlarında anlamlı bir farklılık yoktur. Yani katılımcıların stresle başa çıkma yaklaşımlarındaki farklılık sergilenen performansa dolayısıyla da sonuca etki etmemiştir. Britton, Kavanagh ve Polman’ da (2019) çalışmalarında görev odaklı başa çıkma yaklaşımının algılanan performans üzerinde etkili olmadığını belirtmiştir. Sonuç olarak mevcut çalışma kadın voleybolcuların stresle başa çıkma yaklaşımı olarak en fazla kendine güvenli yaklaşımı tercih ettiğini ve 6-10 yıldır voleybol oynayanların 11 yıl ve daha uzun zamandır bu sporla uğraşanlara göre stresle başa çıkmada daha fazla sosyal desteğe başvurduğunu göstermiştir.
KADIN VOLEYBOLCULARDA STRES YÖNETİMİNİN BAŞA ÇIKMA YAKLAŞIMLARI AÇISINDAN İNCELENMESİ
Neslişah AKTAŞ ÜSTÜN Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, HATAY
Ümit Doğan ÜSTÜN Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, HATAY