Şampiyon Guidetti

Vakıfbank şampiyon olduktan sonra bir şeyler yazmak istedim, sezona Galatasaray Daikin mağlubiyeti ile giren ve sezon içinde takımın geçmiş yıllara nazaran daha güçsüz gözükmesi nedeni ile şampiyonluk şansı yok gibi gözüken takımın finali, oldukça etkiliydi.
Yazımı yazdım da, bir gün sonra yazıyı gözden geçirmek için ekran karşısına oturduğumda ise deprem sarstı. Yazıya tekrar bakamadım ama akşamüstü yine ekran başındaydım, Efeler Ligi2nin ilk maçı için.
Evet hayat bir şekilde devam etse de ne sarsıntıları ne depremin yıkıcılığını yok saymak mümkün değil; hala 6 Şubat’ın yıkımı devam ediyor, yıkımın sonuçlarını, İsias Oteli ve orada enkaz altında kalan genç voleybol tutkunlarını da unutmak mümkün değil. Bu yazı yazılırken otel yıkımında ihmali olanların yeni davası başlıyordu.
Yazıyı baştan yazıyorum ama başlık aynı, yazının merkezi aynı, Giovanni Guidetti.
Eğer tribünde taraftar kimliği ile oturuyor ve rakibiniz VakıfBank ise Guidetti sempatik gelmez size. İtirazlarının şiddeti ve alaycılığı sizdeki olumsuz duyguları coşturur. Ama ne olursa olsun sıkı bir voleybol izleyicisi hangi takıma gönül vermiş olursa olsun Guidetti’ye saygı duyar, duymalı.
İki ay önce final için olası adaylar Fenerbahçe Medicana ve Eczacıbaşı Dynavit idi. O günlerde finali VakıfBank oynayacak ve Fenerbahçe Medicana’yı seride 3-0 ile geçecek denemezdi. Güçlü oyuncuları, oturmuş oyunları, ezbere sayılan kadrosu ile sürpriz Zeren mağlubiyeti dışında kayıpları yoktu. Manşette özellikle Arina zaman zaman aksasa da güçlü servisleri maçları kolayca geçmelerini sağlıyordu. VakıfBank ise Markova’nın hücumdaki gücü, gittikçe gelişen manşetleri ile bir şekilde ilerliyordu. Cansu’nun geç dönüşü Bosetti/Derya seçiminin orta rotasyonunu etkilemesi istikrarsız bir görüntü verilmesine neden oluyordu. Ama iki takım içinde kırılma maçı Burhan Felek’teki CEV Şampiyonlar Ligi rövanş maçıydı. O maç Fenerbahçe’yi AXA Sigorta Kupa Voley’i kazanmasına rağmen düşürmüştü VakıfBank ise inadını göstermişti.
Ve final serisi VakıfBank’ın bile beklemediği şekilde kolay geçti. Cansu güçlü kolları ve parmakları ile mesafe tanımaksızın paslarını dağıtırken, Markova yükseklerden en güçlü hücumlarını yapıyordu. Derya’nın Türk oyuncu olarak altıya dahil olması ile ortada Yuan- Zehra ikilisi duvarını örüyordu.
Elbette takımın bu finalinde tüm oyuncuların ve teknik ekibin herkesin emeği var ama ne olursa olsun bu finali ancak Guidetti kazanabilirdi. Galatasaray Daikin devre arasında, Eczacıbaşı Dynavit Play Off’lara giderken, Fenerbahçe Medicana ise Play Off’larda teknik kadrosunu değiştirdi. Ama başladığı hocası ile devam eden VakıfBank, yanı zamanda kazanan da oldu. Ve tüm sezon boyunca oyuncuların eksik yanlarını geliştirdi, onlara güven verdi ve radikal oyuncu değişikliklerinden hiç vazgeçmedi. Ve sonuna kadar bu şampiyonluğu hak etti.
Tabii maçların yarı finalden hemen sonra başlaması, Milli Takım kadrosunun açıklanma şekli, Rüya Takım seçimlerinin yapılmaması, hepsi tek başına tartışması yapılacak başlıklar olmalı. Böyle bir organizasyonun bu tür tartışmalar ile anılmaması gerekiyor.
Umarız gelecek sezon takım kadrolarının daha güçlendiği, makasın kapandığı ve maç saatleri başta olmak üzere daha iyi bir organizasyon olur.